10 Kasım Atatürk'ü Anma Kompozisyon Yarışmasında Gttfl Öğrencileri Göz Doldurdu

10 Kasım Atatürk'ü anma etkinlikleri kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğünce ilde düzenlenen kompozisyon yarışmasında okulumuz öğrencileri elde ettikleri başarılar ile takdir topladı. 

10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA KOMPOZİSYON YARIŞMASINDA GTTFL ÖĞRENCİLERİ GÖZ DOLDURDU

10 Kasım Atatürk'ü anma etkinlikleri kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğünce ilde düzenlenen kompozisyon yarışmasında okulumuz öğrencileri elde ettikleri başarılar ile takdir topladı. Okulumuz 10/A sınıfı öğrencisi Zahide Beyza GEÇER ilde birinciliğe layık görülürken 11/B sınıfı öğrencimiz Ebrar Zümra İÇ ise ilde üçüncülük derecesini elde ederek tüm GTTFL ailesini gururlandırdı. Öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılarının artarak sürmesini diliyoruz.Öğrencielrimizin derce kazandıkları eserler:

Seni Üç Zamanda Düşlüyorum

Bir toplumu esir alan ümitsizliği Samsun'a attığın ilk adımla umuda dönüştürdüğün günlerle geçmişte, o adımların yüz yıla yaklaşan tınısıyla şimdide, nereye gideceğimi bilmenin kararlılığıyla gelecekte düşlüyorum seni. Geçmişteki kararlılığın şimdimi ve gelecekle ilgili hayallerimi şekillendiriyor. Yine üç renkle düşlüyorum seni: siyah, mavi ve kırmızı. Siyah, senin yasını tutmak için yüreğime takındığım hüznüm, mavi, gözlerinden fışkıran ileri görüşlülüğünün şimdimi aydınlatan umudum, kırmızı, gelecekte özgürlüğümün garantisi bayrağım... Geçmişimin rengi, verdiğin amansız mücadele ile şekillendi. Şimdim, omuzlarıma yüklediğin emanetin verdiği gurur ve sevinçle yeşeriyor. Geleceğim, millet olma şuuru ile şekilleniyor. İyi ki diyorum, senin dünyamı renklendiren hayallerinde yaşıyorum.

Şimdi öldü diye söylentiler yayıyorlar, şaşırıyorum. Onlara senin şu sözlerini haykırıyorum: "İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir!"  Biz, yani tek tek ben, sen, o değil, dimdik ayakta duran Türkiye Büyük Millet Meclisi, işte eğitim gördüğüm kurumlar, şu ufukta dalgalanan şanlı bayrağım, millet olma şuurunu tatmış insanlar, bir de ideallerimiz. Geçmişin yükünü sırtlamış bir "biz" görüyorum, şimdi, bizimle gençleşen, bizimle yürüyen, bizimle şekillenen bir idealler ordusu sarıyor her yeri. Gelecekte, "biz" olacağız yine, ilimle, fenle, ideallerinle. Şimdi öldü diye söylentiler duyuyorum, şaşırıyorum. Onlara senin şu sözlerinle cevap veriyorum: "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." Payidarız efendim, her gün gözlerimi özgür bir vatana açtığım için, ne yapacağımızı değil nasıl yapacağımızı da bilebildiğimiz için payidarız. Payidarız efendim, gençlere güvendiğin, milletini sevdiğin için payidarız. İyi ki diyoruz şimdi, ilk adımı sen attın, bundan dolayı da payidarız ve o adımların binlerle ilerliyor. O adımların sesleri hâlâ zihinlerimizde bizi uyarıyor.

Senin naçiz vücudun çok sevdiğin vatanımızın topraklarıyla. Bu topraklar hem üzerindeyken şahit oldu senin adımlarına hem de şimdi şahit oluyor ilelebet yaşayacak olan Türkiye Cumhuriyeti'ne. Rengini verdin vatan topraklarına, rengini verdin Türk milletine, rengini verdin gençlerin ideallerine. Şimdi ise ben seni tek renkle hayal edeceğim: mavi. Gözlerinin döndüğü yere, gökyüzüne bakacağım çünkü. Göklerin maviliği altına sığan ya da sığmayan ne kadar hayalin varsa, Samsun'da attığın ilk adımın tınısıyla, "biz"in hayaline dönüştü. Seni üç zamanda düşlüyorum: geçmiş, şimdi, bir de gelecek. Öldü söylentilerine aldırmıyor geçmişimden aldığım ilhamla şimdimi, şimdi gösterdiğim azimle "gelecek biz"i inşa ediyorum.   

                                                                                                                                                                                                 Zahide Beyza GEÇER


                                         YEDİRENGİNYASI

       Gökyüzü gri, adını tam açıklayamadım bir çaresizlik var bulutlarda. Cıvıl cıvıl düşleri süsleyen pamuk esintili bulutlar, şimdi ağlamaklı olmuş. Gün, doğmak istemez gibi. Dünya parlak ayını kaybetmiş de güneş ona küsmüş sanki. Nasıl derler? Rüzgâr matemiyle damlaların yolunu şaşırtmış bir nevi. Yas havası bu, daha önce hiç görmediğimiz büyüklükte. Bir anda sıcacık yaz, yerini soğuk kışa; çiçekli ilkbahar, yerini yaprak dökümlü sonbahara bırakmış. İlkbaharda toprağımdan bir umut misali dallanıp yeşeren yapraklar, bir bir dökülüvermiş mütemadiyen. Hangi çaresizlik bu? Dünyaya mavi bir pencereden bakan, saçlarıyla güneşi kıskandıran, değil yurdumu tüm cihanı acısıyla ortak bir paydada buluşturana vedanın çaresizliği...

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Gümüşhane Merkez Gümüşhane Türk Telekom Fen Lisesi

Yorumlar (0)
Resimsiz
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)