Ahilik Haftası Etkinlikleri

 

Bu yıl 23-29 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında, ilk olarak Gümüşhane Valiliği önünden Atatürk Kültür Merkezi’ne kadar mehteran eşliğinde yürüyüş gerçekleştirildi. 

 Yürüyüşün ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Ahilik Haftası kutlama programına, Gümüşhane Valimiz Sayın Yücel Yavuz, Belediye Başkan Vekili Yusuf Demir, Vali Yardımcısı Şenol Turan, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (GTSO) İsmail Akçay, Gümüşhane Esnaf ve Sanatkar Odaları Başkanı Ali İsmail Daltaban, kurum müdürleri, oda başkanları, esnaflar ve vatandaşlar katıldı.

  Saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı’mızın okunmasının ardından Ticaret İl Müdür Vekili Mürsel Yaşar ve Gümüşhane GTSO Başkanı İsmail Akçay tarafından yapılan selamlama konuşmalarıyla başlayan program, şed kuşatma töreni tiyatro gösterimi ile devam etti. 

 Tiyatro gösteriminin ardından, programa şed kuşatma töreni ile devam edildi. Yılın ahisi seçilen, Gümüşhane Sanayi Sitesi esnafı Halit Okur’a, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (GTSO) İsmail Akçay ve Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Ali İsmail Daltaban tarafından ahilik elbisesi giydirildi.

 Programın sonunda, “Ahilik Kültürü” konulu resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında birinci olan öğrencilere ödülleri Gümüşhane Valimiz Sayın Yücel Yavuz, Belediye Başkan Vekili Yusuf Demir ve Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (GTSO) İsmail Akçay tarafından verilirken, yılın ahisi seçilen, Gümüşhane Sanayi Sitesi esnafı Halit Okur’a da plaketi Sayın Valimiz tarafından takdim edildi.

 Plaket takdiminin ardından bir konuşma yapan Sayın Valimiz, Gümüşhane esnaf, sanatkar, tüccar ve sanayicisinin her şeyiyle ahiliği hak eden bir konumda olduğunu fakat daha da iyi olması için gayret göstereceklerini söyledi ve Ahilik Haftası’nı tebrik etti.

 Atatürk Kültür Merkezi’ndeki programın ardından Ahilik Haftası kutlama etkinliğine Fatih Parkı’nda devam edilirken, Mehter Takımının seslendirdiği marşlar eşliğinde, protokol üyeleri tarafından vatandaşlara Ahi Pilavı ve et kavurması dağıtıldı.

Ahilik Haftası nedeniyle ilimizde yapılan kompozisyon yarışmasında ikinci olan İlknur CORA´yı tebrik ediyoruz.

                       İşte öğrencimize ilde  ikincilik kazandıran eseri.

                                                                         AHİLİK VE KARDEŞLİK

  Uzun bir sokakta ilerliyorsun. Her taraf buram buram geçmiş kokuyor. Bu yoğun kokunun arasına bir dükkânın önüne gelince toprak kokusu karışıyor. Kokuyu takip et! Dükkândan içeriye adımını at, başını çevirince uzun bir tezgâhın üstünde ilk görüşte çamurdan yapıldığı düşünülen eşyaları görüyor musun? Diğer tarafına yönelince yıllara meydan okuyan ustanın kile nasıl şekil verdiğini hayranlıkla izlememek elde değil. Sorsan o da çıraklık yıllarında bunu ustasından öğrenmiş. Şimdi ise kendisi çıraklarına öğretiyor. Tabi marifetli olan işi biraz çabuk kavrıyor. Dükkândan çıkınca ayağına bakır bir ibrik takılıyor. Nerede yapıldığını öğrenmek için yan dükkâna göz attığında yüzü terlere karışmış ateş başında demire, bakıra şekil vermeye çalışan kalfayı görüyorsun. Başında ki ustası ki demirin nasıl dövüldüğünü gösteriyor. Sokak uzun, ilerledikçe ilerliyorsun ama durmak yok! Her taraf keşfedilmeyi bekliyor.

  Geçmişten günümüze gelen geleneklere baktığımızda belki de unutulmaya yüz tutmamaya çalışan şeydir usta, kalfa, çırak terimleri. Usta, ne de güzel bir kelime aslında. Bir manaya öğretmen demek değil midir? Bir manaya sana çocuk yaşta hayata dair sabrı, alın teri dökmeyi, cömertliği öğreten o değil miydi? Çocuk yaşta ahlakın temellerinin atıldığı yerlerden biriydi aslında çırak için ustasının yanı.  Kendini biraz önce gözüne ilişen zanaatkârlardan birinin kalfasının yerine koy. Ne de güzel şey değil mi? Biraz gayret ve alın teriyle işi öğreniyorsun. En basiti elindeki çamurdan farklı olmayan kil parçasına hayaline şekil veriyorsun. Aslına bakarsak içten içe unutulan bir değer usta, kalfa, çırak ilişkisi. Büyüklerimiz der ya hep “eskiden böyle miydi?” ne de haklılar. İşi tam anlamıyla öğreniyor ayrıca işe ve ustaya bağlılık öğreniyorsun. Yani bir ustanın yanında çırak olmak çırak için gayreti, sabrı, alın teri dökmeyi, hayatı tanımak demekti. Eskiden ahilik kavramı altında yer alırdı bu değerler. Fakat bu kadar da sınırlı değildi. Ahilik denince akla dayanışma, birlik, beraberlik gelirdi. Bir manaya esnaf esnafın dayanağıydı. Günün ilk hâsılatı olmayı versin kapısına geleni sana gönderirdi. Ben karnımı doyuracak kadar kâr ettim, yan dükkândaki aç kalmasın denilirdi. Zaten kelime anlamıyla ‘kardeşim’demek değil miydi ahilik? O zaman ki hoşgörü ve sadakatler ne de güzeldi. Az çıkarını göz edecek, işini baştan savma yapacak olsan pabucunu dama atarlardı. Sen daha öyle bir işe kalkışabilir miydin ondan sonra?

 

     Bir dönüp bakacak olsak kendimize sonra da biraz olsun eskiye ne de ders alınacak şeyler var. Etrafa az dikkatli ve özünü öğrenirmişçesine bakacak olsak göreceğiz ki bunca şeyin arasında hala eskiyi eskide bırakmamaya çalışanlar var. Ne de haklı büyüklerimiz, eskiden en azından dayanışma olmasa bile bir şeyleri öğrenmeye hevesli çıraklar vardı. Şimdi ise sayılacak kadar az usta…

 

      GÜMÜŞHANE TÜRK TELEKOM FEN LİSESİ      İlknur CORA 11-B 291   Rumuz: EVRAN