İnsan Hakları Günü

10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla ‘insan’a değer verilmesini dileriz; tüm dünyada...

“Belki biraz sonra bakarım” diye düşündü. Gözleri hep önünden gelip geçen ayakkabılardaydı. Şehrin en işlek caddesiydi, kalabalıktı ama boyanacak ayakkabı bulmak öyle kolay bir iş değildi. Türlü türlü ayakkabılar içinde boyanacak ayakkabı çok az bulunuyordu. İsteklisi de yok denecek kadar azdı. Yine de gözleri sürekli insanların ayaklarında “ağabey boyayayım mı?” diye kirli tezgâhının başında saygıyla bekliyordu. Seslerini duyduğu halde başını bir türlü yukarıya kaldırıp da gökyüzüne bakamıyordu. Sanki önünden biri geçecek de onu göremeyecekmiş gibi geliyordu. Zaten zordu müşteri bulmak. İkindi vakti nihâyet bir müşteri geldi. “Boya bakalım evlat, şöyle iyice parlat” dedi adam, elinden tuttuğu çocuğunun ayakkabısını göstererek. Kendisiyle aynı yaşlarda bir çocuktu bu. “Acaba hangi okula gidiyor?” diye düşündü. Sonra acele etti, müşteri bekletilmezdi çünkü. Çocuğun ayakkabıları yeniydi. Çok sağlamdı ve bağcıkları anne eliyle bağlanmış gibi muntazamdı. İtinayla boyadı ayakkabıları. Başını kaldırıp gökyüzüne de, çocuğa da bakmadı. “Tamam abi, güle güle kullanın” dedi. Adam parayı uzattı. Çocuk hakkı olanı aldı, gerisini nezâketle uzattı. “Al haydi okul harçlığı yaparsın” dedi adam, emir verir gibi. “Sağ ol ağabey, hakkım olanı aldım. İşin râst gitsin” dedi çocuk. Günün ilk rızkını cebine koydu. Tekrar işe koyuldu. Akşam olmadan birkaç tane daha boyayabilse kardeşlerine bir faydası dokunabilirdi. Bekledi, gözünü işinden ayırmadan bekledi. Gökyüzüne bakamadı bir türlü, seslerini duyduğu halde. Ne vardı sanki hemen bakıverseydi. Olmazdı, hemen bakılamazdı öyle. Bakmadı, işinden başını kaldırmadı. Akşam oldu, hava iyice kararmaya başladı. Bir iki ayakkabı daha boyayabildi ancak. “Allah bereketini arttırsın” dedi usulca, tezgâhının başından kalkarken. Sırtlandı omzuna kirli tezgâhını. Evin yolunu tutarken nihâyet gökyüzüne bakabilirdi ama bakmadı. Çünkü biliyordu; artık ötmüyorlar. Akşam oldu ve gittiler. En sevdiği şeydi kuşların gökyüzünde özgürce uçmalarını seyretmek. Eskiden çok seyrederdi. Ama artık, giden babasının yerine evin direği olmuştu. On yaşındaydı. Okuldan sonra hep ayakkabı boyamak için tezgâh açıyordu. Gökyüzüne bakmak en sevdiği şeydi. Eğer bakarsa biraz bakamazdı ki; gökyüzüne biraz bakılmazdı ki. O, gökyüzünde ne hayallere dalardı. Maviliklerde kaybolur, bulutlarda şefkat bulur, uçurtmalarla süzülür, kuşlarla kanatlanırdı. “Belki bir gün tüm insanların gökyüzüne özgürce baktığını görebilirim” dedi içindeki umudu besleyerek… (Sivas, 10 Aralık 2017)*

Nice hikâyeleri vardır insanoğlunun. Biz birini hayâl ettik ve yazdık.

Dile gelen, gelmeyen, gelemeyen nice hikâyeler vardır.

‘İnsan’a değer verildiğinde düzelir pek çok şey.

10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla ‘insan’a değer verilmesini dileriz; tüm dünyada...

*Bu kısa hikâye Süleyman Sami Kepenek İlkokulu tarafından “İnsan Hakları Günü” dolayısı ile kaleme alınmıştır.

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Sivas Merkez Süleyman Sami Kepenek İlkokulu

Yorumlar (0)
Resimsiz
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)