Latife Tekin ve Serkan Türk'le Yazı Üzerine Söyleştik

Kütüphaneler haftası münasebetiyle kütüphanecilik Kulübümüzün düzenlediği Edebiyat Sohbetleri programı çerçevesinde Türk Edebiyatında kendine özgü dili ve anlatım tarzıyla yeni bir türün öncüsü olarak kabul edilen roman yazarı Latife Tekin, yazar Serkan Türk'le birlikte 7 Nisan'da okulumuzdaydı. "Yazı süreçleri ve Yazma Serüvenleri" başlıklı söyleşide yazı yazma süreçleri hakkında düşüncelerini otobiyografileri çerçevesinde paylaşan yazarlarımız öğretmen ve öğrencilerimiz tarafından dikkatle takip edildi. 

Latife Tekin, konuşmasına çocukluğundan bahsederek başladı. Kayseri'nin bir köyünde doğup büyüdüğünü; doğduğu köyün elektrik dahi olmayan yoksul bir dağ köyü olduğunu, babalarının ise İstanbul'da çalıştığı için İstanbul'u bir masal diyarı gibi algıladıklarını dile getirdi. Yazma hevesinin bu dönemde İstanbul'dan gelen dayısının kendisine edebiyatçı olacaksın yönlendirmesi ile başladığını belirtti. Edebiyat Edebiyatçı kavramlarına aşina olmadan edebiyat merakının hevesinin bu dönemde ortaya çıktığını ifade etti. Daha sonra 9 yaşında iken zihninde bir masal diyarı olarak yerleşen İstanbul'a taşındıklarını ve İstanbul'da doğup büyüdüğünü bu süreçteki göç hikayelerinden eserlerinde yararlandığını; daha sonra Bodrum/Gümüşlük'e yerleştiğini ve burada yaşamını sürdürdüğünü ifade eden Tekin yaşamının yazı hayatını etkileyen, kendisinde iz bırakan, eserlerine yansıyan otobiyografik detaylarından kesitler sundu. Çocukluğunda edebiyata; şiire, romana ilgi duyduğunu arkadaşlarıyla bulabildikleri bütün kitapları okuyan bir nesil olduklarını; okul kütüphanelerinde, komşuların sandıklarında ne kadar kitap varsa ödünç alarak okuduklarını ve edebiyatla ilgilerin böyle geliştiğini dile getirerek okumanın önemini vurguladı.

Serkan Türk de yazı ile ilişkisinin ilkokula başlamadan önce çok erken başladığını, gerçek anlamda ortaokula giderken yazdığı mektuplarla yazmaya başladığını sonrasında okuduğu romanlardaki kurguyu bu çerçevede ele aldığını okuduğu klasik romanlardaki kötü olayları değiştirmek isteğinin içine doğduğunu ve sonrasında bu yönde yazmaya başladığını dile getirdi. Radyoda yaptığı edebiyat programlarının metinlerinin de yazı hayatında önemli bir aşama olduğunu dile getirdi.

Latife Tekin 21 yaşında yazdığı 26 yaşına kadar yayınevi tarafından bekletildikten sonra yayımlanan Sevgili Arsız Ölüm adlı romanının yazılış ve basılış sürecini anlattı. Öğrencilerimizin dikkat ve ilgiyle dinledikleri yazarlarımıza sordukları sorularla söyleşi tamamlandı. Okul müdürümüz Ömer Yılmaz, yazarlarımızı okulumuzda görmekten dolayı onur duyduklarını dile getirerek teşekkür etti ve bugünün hatırası olarak şehrimizi hatırlatacak madenci bibloları hediye etti.

Kütüphanemizde imza töreni düzenelendikten sonra etkinlik sona erdi. Katılımlarından dolayı yazarlarımıza teşekkür ediyoruz.

Alıntı:

Serkan Türk:"Edebiyat yolculuğumda edebiyat dergileri çok önemli bir kilometre taşı olarak yer tutuyor. "Yazı çok büyülü bir şey ve bizi bir araya getiriyor." "Edebiyat benim için insanı anlama ve kendini tanıma yolculuğudur." "Latife Tekin yayımlanmadan meşhur olan bir yazardır." 

Latife Tekin: "Acı içimden fışkırıyordu. Yaza yaza iyileştirdim. Yazmanın iyileştirici bir etkisi var: Yazanı iyileştiren okuyanı sakinleştiren. Kendi içini sakinleştirdikten sonra dışardaki acılara yöneliyor."

                     "Şimdi deprem oluyor ülkemde ve onların acısını hissediyorum.","Çocukluktan çıkmanın insanlığın en önemli hikayesi olduğunu düşünüyorum." "Çocukluk gökyüzü gibidir hiçbir yere gitmez."

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.