Salgın Hastalık Döneminde Psikolojik Sağlığımızı Korumak

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞIMIZI KORUMAK

Zorlu yaşam olayları karşısında çocukların stres ve kaygı tepkileri göstermesi

beklendik bir durumdur. Özellikle tüm dünyada yaşanan koronavirüs

(COVID-19) salgını nedeniyle çocuk ve ergenlerin kendileri,

aileleri, arkadaşları, sevdikleri ve yakınları için endişe, kaygı, panik ve

korku yaşaması oldukça olağandır.

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞIMIZI KORUMAK

Zorlu yaşam olayları karşısında çocukların stres ve kaygı tepkileri göstermesi

beklendik bir durumdur. Özellikle tüm dünyada yaşanan koronavirüs

(COVID-19) salgını nedeniyle çocuk ve ergenlerin kendileri,

aileleri, arkadaşları, sevdikleri ve yakınları için endişe, kaygı, panik ve

korku yaşaması oldukça olağandır.

Bu süreçte çocuk ve ergenler, medya, sosyal medya ya da internet

üzerinden bulaşıcı hastalık salgını ile ilgili haberleri izlemekte, tartışmalara

kulak misafiri olmakta, alınan önlemleri gözlemlemekte ve ev

içindeki değişikliklere tanık olmaktadırlar. Dolayısıyla çocuklar da yetişkinler

gibi stres, endişe, korku, şaşkınlık ve üzüntü hissedebilirler.

Salgının gerçekleştiği yerden uzakta yaşıyor olsalar bile ya da hastalanma

riskleri hiç yoksa bile çocuklarda stres, kaygı ve hatta panik

ortaya çıkabilir.

Gelişimsel özelliklerine bağlı olarak çocuklar kaygı ve strese yetişkinlerden

farklı tepkiler verebilirler. Bilişsel (zihinsel) gelişimlerinin devam

etmesi, duygularını yönetmeyi tam anlamıyla henüz bilmemeleri,

duygularını söze dökme konusundaki sınırlılıklar ya da yaşıtlarından

farklı algılanma konusunda duyarlı olmaları nedeniyle çocuklar, yaşadıkları

kaygı ve stresi farklı şekillerde yansıtabilirler. Bu nedenle yetişkinler,

çocuk ve ergenlerin ne zaman yardıma ihtiyaçları olduğunu

anlamakta zorlanabilirler. Aşağıda zorlu yaşam olayları karşısında çocuk

ve ergenlerde görülebilecek ortak stres tepkileri sunulmaktadır.

4

5 yaş ve altındaki çocuklar:

• Ebeveynlerin yanından hiç ayrılmak istememe

• Sürekli ağlama ya da ağlamaklı olma

• Huzursuz, huysuz ve sinirli olma

• Karın ağrısı ya da baş ağrısı gibi fiziksel şikayetler

• Yeniden parmak emme ya da geceleri altını ıslatma

• Aşırı ürkeklik ya da korkuların başlaması (yalnız kalma, karanlık,

hayaletler vb.)

• Oyunlarda sürekli salgın hastalığı canlandırma/yaşama

• Sürekli salgına dair abartılı hikâyeler anlatma

• Konuşma zorluğu yaşamaya başlama

• Öfke nöbetleri geçirme ya da saldırganlık davranışları

0-2 yaş arası bebekler ve küçük çocuklar, dünyada kötü bir şeyin olmakta

olduğunu henüz anlayamazlar, ancak anne-baba ve bakıcılarının

üzüntü, stres ve kaygılarını fark ederler. Ebeveynleriyle birlikte benzer

duygular yaşamaya ve göstermeye başlayabilirler. Bu dönemdeki

çocuklar ayrıca, nedensiz yere ağlama, diğer insanlardan çekinmeye

başlama, oyuncaklarıyla oynamama ya da önceden keyif aldıkları aktivitelerden

uzaklaşma vb. gibi farklı davranışlar sergileyebilirler.

3-5 yaş arasındaki çocuklar ise bir salgının olduğunu ve etkilerini genel

olarak anlayabilirler. Ancak, yaşlarına özgü çocuk benmerkezciliği

ve yüksek hayal gücü nedeniyle, gördüklerini, duyduklarını ve yaşadıklarını

abartma eğiliminde olabilirler ve bu süreçten yoğun bir şekilde

etkilenebilirler. Yaşadıkları duyguları tam olarak ifade edemeyebilirler.

Salgın haberleri yüzünden çok üzülür ya da kaygı yaşarlarsa,

değişime uyum sağlamada sorun yaşayabilirler. Kendilerini daha iyi

hissetmeleri çoğu zaman çevrelerindeki yetişkinlere bağlıdır. Yetişkinlerin

sakin, somut, net, içten tutum ve davranışları arttıkça kendilerini

güvende hisseder ve çevrelerine olumlu uyum gösterirler.

5

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞIMIZI KORUMAK

6-11 yaş arasındaki çocuklar:

• Dikkatini bir şeye verememe

• Aşırı alıngan, sinirli ya da kavgacı olma

• Herkesten uzaklaşma, içine kapanma

• Kabus görme, uyumak istememe ya da uyku problemleri

• Karın ağrısı ya da baş ağrısı gibi fiziksel şikayetler

• Asılsız korkular geliştirme ve hep bu korkulardan söz etme

• Sevdiği şeylerden artık zevk almama

• Yaşıtlarından daha fazla ya da daha az yemek yeme

6-11 yaş arası çocuklar bir salgının ne olduğunu ve insanları nasıl etkilendiğini

çeşitli yönleriyle somut düzeyde anlayabilirler. Bu nedenle

dışarıya çıkmaktan korkabilirler ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi bırakabilirler.

Kendilerinin ya da aile üyelerinden birinin zarar görebileceğine

yönelik yoğun endişe yaşayabilirler. Bazı çocuklar herhangi

bir neden olmaksızın öfkelenebilir ve saldırganca davranabilirler. Bazı

çocuklarda ise özbakım becerilerinde gerileme olabilir ve ebeveynlerinin

kendilerine yemek yedirmesini ya da kıyafetlerini giydirmesini

isteyebilirler, yetişkinlerin kendileriyle daha sık ilgilenmesi için ısrarcı

olabilirler.

6

12-18 yaş arasındaki çocuklar:

• Uyku problemleri (uykusuzluk, kabus vb.) yaşama

• Salgın hastalığı hatırlatıcı ortamlardan kaçma

• Koronavirüs hakkında konuşmaktan kaçınma

• Tütün, alkol ya da madde kullanmaya başlama

• Aile ve arkadaşlardan uzaklaşma, sürekli yalnız kalma

• Aşırı alıngan ya da öfkeli olma

• Sevdiği şeylerden artık zevk almama

• Herkesle kavga etme, sorunlu davranışlar gösterme

12-18 yaş arasındaki ergenler, içinde bulundukları gelişimsel dönem

nedeniyle bazı fiziksel ve duygusal değişimler geçirirler. Bu dönemde,

salgına dair kaygı ile başa çıkmak onlar için zor olabilir. Yaşça daha

büyük ergenler kendilerine ve ebeveynlerine karşı hiç stres ve kaygı

hissetmiyormuş gibi davranabilirler. Sorulara alışıldık bir şekilde

sadece "iyiyim" diyerek yanıt verebilirler, hatta üzüldüklerinde bile

sessiz kalabilirler. Bazı ergenler fiziksel ağrı ya da sancılardan şikâyet

edebilirler çünkü onları duygusal olarak gerçekten neyin rahatsız

ettiğini belirleyemezler. Ayrıca salgın endişesi nedeniyle bazı fiziksel

sıkıntılar yaşayabilirler. Bazıları ise evde ya da sosyal ortamlarda

kurallara uymakta çeşitli sorunlar yaşayabilirler. Bir kısım gençte ise

tütün, alkol ya da uyuşturucu madde kullanımı gibi riskli davranışlar

gözlemlenebilir.

7

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞIMIZI KORUMAK

Genel olarak, çocuklar ve gençler, salgın bir hastalık riski gibi zorlu ve

kaygı verici bir olayla karşılaştıklarında, yukarıda belirtilen stres tepkilerine

benzer çeşitli tepkiler gösterebilirler. Aslında bu tür tepkiler,

"anormal bir olaya verilen normal tepkiler" olarak tanımlanır. Ortaya

çıkan stres tepkilerinin şiddeti ve yoğunluğu ise çocuktan çocuğa değişiklik

gösterebilir. Ancak, çocuğunuzun bu süreçte yaşadığı yoğun

stres ve kaygı tepkilerinde zamanla herhangi bir azalma olmuyorsa

ya da bu tepkilerin sıklığı ve şiddeti giderek artıyorsa, çocuğunuz için

psikolojik yardım almak uygun bir yaklaşım olacaktır.

8

KORONAVIRÜS RISKI SÜRECINDE

ÇOCUKLARINIZA YARDIMCI OLMAK

İÇIN ÖNERILER

Salgın hastalık tehdidi gibi zorlu bir yaşam olayı karşısında çocuklar,

herkes gibi kendilerini güvende hissetmek ve her şeyin kontrol altında

olduğu bilmek ister. Bu yüzden, koronavirüs riskinin çocuklar üzerindeki

olumsuz psikolojik etkilerini azaltmak ve çocukların psikolojik

sağlamlığını artırmak ebeveynler için oldukça önemlidir. Aşağıda, yetişkinler

olarak çocuklarınıza yardımcı olmak için bazı temel öneriler

sunulmaktadır.

1. Bilgi edinin. Bir salgın hastalık riski altında kendinize ve çocuklarınıza

yardımcı olmak için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri

koronavirüs (COVID-19) hakkında doğru kaynaklardan bilgi almaktır.

Kaynağı belli olmayan ya da alanında yetkin olmayan kişi ve kurumlar

tarafından sunulan bilgilere itibar etmeyin. Dolayısıyla, yetkili kişi ve

kurumların koronavirüs riskinden korunma yöntemleri ile ilgili verdikleri

bilgileri mutlaka dikkate alın, uyarı ve önerilere titizlikle uyun.

2. Dinleyin. Çocuklarınız için yapabileceğiniz en iyi ve anlamlı şeylerden

biri onları dinlemektir. Çünkü çocuklar, genellikle, onları endişelendiren

ve strese neden olan şeyler hakkında konuşmak isterler. Çocuğunuzu

dinleyin ve görüşlerine saygı gösterin. Çocuklarla karşılıklı

konuşmak ve sohbet etmek, onların yaşadıkları bu zorlu süreci atlatmaları

için en sağlıklı ve doğal yoldur. Şunu unutmayın ki, çocuklarınız

yaşananların farkında ve tüm olup bitenleri gözlemliyorlar. Bu nedenle,

yaşananlar hakkında konuşmamak, çocuklarınızın yanlış bilgi edinmelerine

ve yoğun kaygı yaşamalarına neden olabilir. Okul çağındaki

çocuklarınıza "arkadaşların koronavirüs hakkında konuşuyorlar mı?",

9

SALGIN HASTALIK DÖNEMLERİNDE

PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞIMIZI KORUMAK

"arkadaşların koronavirüs hakkında neler söylüyor?" ya da "bu konuda

sen neler düşünüyorsun?" gibi sorular sorabilirsiniz. Küçük yaştaki çocuklara

ise "şu sıralar insanlar neden maske takıyorlar biliyor musun?

şeklinde somut ve ürkütücü olmayan sorular sorabilirsiniz. Bu sayede

çocuklarınızın neler duyduklarını ya da bildiklerini öğrenebilir ve edindikleri

yanlış bilgileri düzeltme imkanı bulabilirsiniz.

3. İzin verin. Bazı çocuklar sohbet ederken merak ettikleri her şeyi

sorabilirler. Bu noktada, çocukların sorularına gerçeğe uygun, somut,

içten ve kısa cevaplar vermeye çalışın. Yine, verdiğiniz cevapların çocukların

yaşına uygun olduğuna dikkat edin. Çocuğunuzun sorduğu

soruların dışına çıkarak çok detaylı cevaplar vermemeye özen gösterin.

Yine, çocukların sormadıkları sorular üzerine (gerekmedikçe)

açıklama yapmayın. Cevabını bilmediğiniz sorularla karşılaşırsanız,

panik olmayın ve bilmiyorum diyerek geçiştirmek yerine bu soruların

cevabını en kısa sürede öğrenerek ona açıklayacağınızı söyleyin.

Bu sayede hem yeni bir şeyler öğrenmek için fırsat yakalamış olursunuz

hem çocuğunuza istediği zaman size gelebileceğine dair güven

verirsiniz ve hem de yeni bilgileri çocuğunuzu ürkütmeden nasıl

anlatabileceğinizi düşünmek için zaman kazanırsınız. Diğer yandan,

bazı çocuklar pek soru sormazlar ya da konuyla ilgilenmezler. Bu tür

durumlarda çocuklarınızı soru sormaları için asla zorlamayın, sadece

merak ettikleri bir şey olduğunda istedikleri zaman size sorabileceklerini

söyleyin.

10

4. Normalleştirin. Çocuklarınızın stres, kaygı ve korku

gibi yaşadıkları duyguları size anlatmalarına izin

verin. Ancak, onları özellikle koronavirüs hakkında konuşmak

için zorlamayın. Sadece dinleyin ve anlayış

gösterin. Bu süreçte özellikle çocukların stres, kaygı

ve korku yaşamaları oldukça normaldir. Çünkü çocuklar

da hasta olup olmayacakları ya da hasta olurlarsa

başlarına ne geleceği konusunda belirsizlik ve endişe

yaşayabilirler. Bu noktada çocukların yetişkinlere göre

daha az hastalandıklarını ya da hastalığı daha hızlı atlatabildiklerini

söyleyin. Uygun bir zamanda, koronavirüs riski altında yaşanan stres,

kaygı, korku ya da üzüntü gibi duyguların normal olduğunu anlatın.

Onlara üzgün ya da stresli hissetmenin ya da korkmanın yanlış olmadığını

söyleyin. Bu stresli dönemin ve yaşadıkları duyguların geçici

olduğunu, yaşamın bir süre sonra normale döneceğini belirtin. Koronavirüs

ile ilgili haberler ya da çevrenizde olup bitenler hakkında çocuğunuzla

sakin bir ses tonuyla konuşun ve aşırı kaygılı ya da üzgün

görünmemeye dikkat edin. Unutmayın ki çocuklar çok iyi gözlemcidirler

ve sizin endişeli olup olmadığınızı kolayca anlarlar. Yine, kendilerini

üzen ya da endişelendiren bir şey olduğunda her zaman sizinle

konuşabileceklerini onlara hatırlatın.

5. Güven verin. Gerçekçi bir şekilde güvende olduklarına dair çocuklarınıza

moral verin. Çocukların bu konudaki şüphe ve endişelerini

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Adıyaman Çelikhan Çelikhan Çok Programlı Anadolu Lisesi

Yorumlar (0)
Resimsiz
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)