Vatanseverlik Değeri

KAZANIM: Dürüstlük kavramını bilir ve insan hayatındaki önemini kavrar.
Dürüstlüğe aykırı davranışların farkına varır.

YAPILAN ETKİNLİKLER: Dürüstlük ile ilgili atasözleri, dürüstlük konulu hikaye okuma, dürüst olma-yalan söyleme konulu beyin fırtınası, “yalancı çoban” adlı şarkı söyleme.

ETKİNLİĞİN UYGULANIŞI

1)Dürüstlük ile ilgili kelimeleri karıştırılmış atasözleri öğrencilere soruldu. Öğrenciler kelimelerin yerlerini değiştirerek atasözlerinin doğrusunu bulmaya çalıştı ve doğru bilinen atasözleri konuşma balonunun içine yazdırıldı. Bulunan her atasözünden sonra öğrencilere atasözünün açıklamasını soruldu. Bilinmeyen ya da ilk defa duyulmuş atasözlerinin ne anlama geldiğini açıklandı. Her atasözü doğru olarak bilindiğinde etkinlik sonlandırıldı. Gülen yüzler sınıfta sergilendi.

Atasözleri

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Doğrunun yardımcısı Allah’tır.

Emanete hıyanet olmaz.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

Doğruluk dost kapısıdır.

Doğru söz acıdır.

Doğruluk her şeyin üstündedir. Alman atasözü

Yalan bozar, doğru çözer.

Doğruluk parlaktır, ama yalan gölgelidir. Arap atasözü

Nerede doğruluk, orada mutluluk. Rus atasözü

Doğru söz, demiri de çeliği de deler. Azeri atasözü

2)”Yalancı çakal”  başlıklı bir hikaye okundu ve öğrencilere hikaye ile ilgili sorular soruldu. Öğrenciler tarafından sorular cevaplandırıldı.

                                                           YALANCI ÇAKAL

Bir zamanlar, gezip dolaşmayı seven bir çakal yaşarmış. Bir gün çakalın yolu şehre düşmüş. Merak edip, şehirde dolaşmak istemiş. Dolaşırken bir merdiven görmüş. Merdivene tırmanayım derken ayağı kaymış. Bir boyacı kavasının içine düşmüş. Önce çok korkmuş. Kovadan çıkmaya çalışırken, yanındaki kovanın içine düşmüş. Ondan da kurtulayım derken kendini üçüncü kovanın içinde bulmuş. Gürültüyü duyan boyacı elindeki boya fırçasıyla çakalın üzerine yürümüş. Çakal, can korkusuyla kendini kovadan kurtardığı gibi hızla oradan uzaklaşmış.

Ormana varınca bir de ne görsün! Tüyleri mavi, pembe, yeşil renklere boyanmamış mı?

Çakal bu halini çok beğenmiş. “Ne de güzel görünüyorum. Güneş vurdukça, renklerim ışıl ışıl parlıyor.” Diye koşa koşa arkadaşlarının yanına gitmiş. Böbürlene böbürlene yürüyormuş. Arkadaşları onu görünce çok şaşırmışlar:

“Ey çakal, bu halin ne, sana bu renkler nereden geldi?” demişler.

Çakal, “Bana çakal demeyin. Şu güzel renklerimi görmüyor musunuz? Anlayamadınız mı? Ben tavusum.” Demiş.

Arkadaşları ona, “Ya öyle mi? Demek sen tavus kuşusun. Öyleyse tavus gibi öt de görelim.” Diyerek gülmüşler.

Çakal ne diyeceğini şaşırmış. Arkadaşları yine:

“Tavuslar gül bahçelerinde nazlı nazlı dolaşırlar. Sen de onlar gibi dolaş bakalım.” Demişler.

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.